23 Eylül günü LoL Esports resmi sitesi ve diğer sosyal medya kanalları aracılığıyla Riot Games tarafından bir duyuru metni yayınlandı. Duyurunun başlığı “2022 ESPOR SEZONU VFŞL PLANLARIMIZ” şeklinde atılmıştı. Duyuru metninin yazarı ise Riot Games EMEA Espor Direktörü Alberto “Tiroless” Guerrero. Bildiğini üzere Riot Games, espor yönetimi bakımından Avrupa, Türkiye, BDT ve MENA bölgelerini birleştirip tek bir elden yönetimi sağlamıştı.
Gelelim bu duyurunun içeriğine. 2019 yılında başlayan franchising anlaşmalarının 2021 sezonunda sonu gelmişti fakat Riot Games bu anlaşmaları pandemi sebebiyle bir yıl daha uzatma kararı aldı. Dahası ise şöyleydi:
“Uzun vadeli yol haritamıza odaklanmaya devam edeceğimiz 2022 yılında, yaklaşık iki senedir pandemi nedeniyle seyirci ve takımlarımızı ağırlayamadığımız Riot Games Espor Sahnesi’ni kapatmaya karar verdik. VFŞL, 2022 yılında oyuncuların maçlara takım evlerinden bağlanacakları çevrimiçi bir formata geçiş yapacak. Bu karar sayesinde kaynaklarımızı pandemi belirsizliklerinden bağımsız olarak hem izleyici deneyimini, hem de içerik çeşitliliğini artıracak şekilde daha etkin ve verimli kullanabileceğimize inanıyoruz.”
Birçok büyük heyecana sahne olan, Türkiye’de espor için önemli bir girişim olan Espor Sahnesi‘ne böylelikle veda etmiş olduk. Açıklamanın devamında ise “Önümüzdeki dönemde gelecek planlarımızı sizlerle ayrıca paylaşacağız.” sözleri dikkat çekti. Bu sözler topluluk tarafından Vodafone FreeZone Şampiyonluk Ligi‘nin kapanmasına kadar gidecek bir süreç olarak yorumlandı. Tepkiler de ardı ardına geldi. Ligin, Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesi ile birlşeceği, bölgesel bir Avrupa ligi olacağı da söylenenler arasındaydı. Etrafta bu kadar çok söylenti dolaşırken Riot Games Türkiye Müdürü Erdinç İyikul’dan açıklama geldi:
Fakat topluluk bu açıklamalardan asla tatmin olmadığı gibi bu tweetin altına da birçok tepki cevabı atıldı. Bunun üzerine Dora “Stratera” Özsoy, canlı yayında Erdinç İyikul’u konuk etti ve hem kendisinin hem de topluluktan gelen soruları kendisine yöneltti. Erdinç İyikul, Espor Sahnesi’nin kapatılması hakkında; ellerindeki bütçeyi en iyi şekilde değerlendirmek için bazı harcama kalemlerinden kısmaları gerektiğini ve pandemi belirsizliklerinden dolayı Espor Sahnesi’nden çıkmak zorunda kaldıklarını belirtti.
MENA bölgesi ile birleşme hakkında gelen soruları da; MENA’nın hiçbir anlamda kendini kanıtlamış bir bölge olmadığını, daha oyuncu anlamında bile yeterli bir düzeye ulaşamadıklarını bu yüzden böyle bir birleşmenin mümkün olamayacağını ve Türkiye’nin Riot Games için büyük bir pazar olduğu açıklamalarında bulunurken, Riot Games’in daha önce Türkiye ve MENA bölgelerinin birleştirerek LEC, LECS, LCK ve LPL’e rakip olabilecek bir major lig kurulmasını düşündüğünü fakat bunun da gerçekleşmeyeceğinin farkına varılmasının ardından bu düşünceden vazgeçildiğini belirtti.
Erdinç İyikul, VFŞL‘nin geleceği hakkında yürüklere bir nebze de olsa su serpse de, yine deTürkiye’de League of Legends’ın espor anlamında gelecekleri hakkında birçok soru işareti söz konusu.
Türklerin LoL’de Altın Çağı
Türkiye’de League of Legends çok fazla talep gören MOBA türündeki belki de tek oyun. İlk çıktığı yıllarda belki de fazla rağbet görmemesine karşın özellikle Türkiye sunucusunun açılması ile oyuna talep bir hayli arttı. Tamamen Türkçe, sadece Türk oyuncularının olduğu bir sunucuya sahip oyun nasıl tutulmazdı ki? Ben o zamanlar lise yıllarımdaydım.
Ping değerlerinin 70-80 ms aralığında olmasına karşın sadece Türk oyuncularla bir oyunu oynamanın zevki gerçekten de bir başkaydı. League of Legends’ın en yakın rakibi olan Dota 2‘de durum da bir hayli farklıydı. Hem yabancı oyuncular, hem de farklı ping değerleri oyunu gerçekten oynanılmaz kılıyordu. Bir de Dota 2 biraz karmaşık bir yapıdaydı. League of Legends ise daha basit ve anlaşılır gelmişti.
Espor bazında baktığımızda ise Türkiye’de LoL, Türkiye sunucusundan da eski. 2012 yılında ilk resmi League of Legends turnuvası ülkemizde düzenlendi. Ertesi yıl ise Türkiye bölgesi Wildcard bölgelerine alınarak düzenli bir turnuva oluşturuldu. Türkiye Büyük Finali‘nin ilk kez oynandığı 2013 yılında ilk kez uluslararası bir turnuvaya da temsilci göndermiştik.
Bir yandan oyun anlamında diğer yandan da espor anlamında League of Legends ülkemizde giderek popülerleşirken 2014 yılında TBF şampiyonu Dark Passage‘ın Uluslararası Wildcard Turnuvası‘nda birinci olması ile de ilk Worlds deneyimimizi tatmıştık. 2014 Dünya Şampiyonası‘ndan galibiyet alamadan dönünce elbet bir hayal kırıklığı yaşasak da bu durumu o yılın şampiyonu Samsung White, Çin temsilcisi Edward Gaming ve o zamanların güçlü takımlarından ahq e-Sports Club ile aynı gruba düşmüş olmanın şanssızlığına yorduk.
2015 yılına geldiğimizde ise turnuvada bir takım önemli değişiklikler gerçekleşti. Türkiye’de ilk kez bir organizasyon tarafından espor ligi kuruldu. Şampiyonluk Ligi olarak bilinen bu ligin alt ligi olarak da Yükselme Ligi adında bir ikinci lig kuruldu. Ülkemizde de o sene espor tarihi açısında bir ilke imza atıldı. Ülkemizin köklü spor kuruluşlarından olan Beşiktaş Jimnastik Kulübü, 2014 sezonu Kış Mevsimi’nde Şampiyonluk Ligi’nde mücadele etmeye hak kazanan Aces High Esports Club‘ı bünyesine katarak espor arenasına atılan dünyaki ilk spor kuruluşu oldu.
Ve o mevsim şampiyonluğa ulaşan Beşiktaş, Riot Games’in ilk kez düzenleyeceği Mid Season Invitational‘ın Wildcard elemelerine katılma hakkı elde etti. İstanbul’da düzenlenen eleme maçlarından temsilcimiz şampiyonlukla ayrılıp Wildcard bölgesinden temsilci olarak ilk MSI‘a katılma hakkı elde etti. MSI’da galibiyet alamasa da Beşiktaş, dünyanın en güçlü League of Legends takımları mücadele etme şansı buldu ve burada verdiği mücadelesi ile göğsümüzü kabarttı.
2015’te TBF şampiyonu olan Dark Passage, IWCT engelini aşıp Worlds’e katılamasa da genel olarak LoL’de başarılı bir yılı geride bıraktık. 2016 yılında ise bu sefer sahneye SuperMassive çıktı. Kış Mevsimi’ni şampiyonlukla tamamlayıp IWCI’a katılan temsilcimiz MSI 2016’da mücadele edebilmek için bu turnuvada yerini aldı. Aynı 2015’te olduğu gibi 2016’da da Wildcard bölgeleri arasından bizim temsilcimiz şampiyonlukla ayrılıp MSI’a katıldı. Burada belki de tarihimizin en iyi performansını segileyen SuperMassive, turnuvadan bir galibiyetle ayrılsa da hem SK Telecom T1, G2 Esports gibi köklü takımlara karşı sergilediği performansla tatmin edici bir turnuva geçirdi. Dahası o turnuvada final oynayan Counter Logic Gaming karşısında aldığı galibiyetle Türk takımlarının ne kadar gelişmeye hazır olduğunu kanıtladı.
2016 yılında TBF şampiyonu olan Dark Passage yine IWCT engeleni geçemese de yarı finale kadar yükselmeyi başarmıştı. 2016 yılının ardından 2017 yılında da uluslararası arenada bir kez daha ama son kez olacak olan başarımızı elde ettik. O yıl MSI ve Worlds’te Wildcard bölgeleri için düzenlenen turnuvalar kaldırıldı ve iki turnuvaya da ön eleme aşaması geldi. 2017 TBF şampiyonu 1907 Fenerbahçe Espor, ön eleme aşamasındaki grubundan birinci çıktı ve eleme aşamasındaki rakibini de mağlup ederek bizlere ikinci kez Worlds heyecanı yaşatmayı başardı. Grup aşamasında Royal Never Give Up, Samsung Galaxy ve G2 Esports ile aynı gruba düşen temsilcimiz burada galibiyet yüzü göremeden turnuvaya veda etti.
Peki Ne Oldu?
2017’de gelen bu son başarımızın ardından Türkiye’de League of Legends adeta düşüşe geçti. Birçok başarılı profesyonel oyuncu yavaş yavaş profesyonel arenadan çekilirken, bazı espor takımları da League of Legends sahnesinden çekilmeye başladı. Eski oyuncular yerlerini yeni oyunculara bırakırken, o eski başarılar, ligin rekabetçi ruhu da kaybolmaya başladı. Uluslararası arenada gelmeyen başarılar topluluğun tepkisine sebep olmaya başladı. Bu kaybolan rekabet ortamı ise izleyici sayılarına ve sponsorlara yansıdı. Zaten yok denecek kadar az olan ödül havuzu sebebiyle League of Legends, artık takımlar için zararına bir iş olmaya başladı.
2019 yılında ise Şampiyonluk Ligi için Riot Games, 10 takımla partnerlik anlaşmasına vardı. Yükselme Ligi ise ortadan kaldırıldı ve yerine bu 10 takımın profesyonel arenaya oyuncu hazırlamak için oluşturdupu kadroların mücadele edeceği Akademi Ligi kuruldu. Düşme-yükselmenin kaldırılması kaybolan rekabetçi ortamı için daha da kötü bir hal aldı. Bazı takımlar daha önce neredeyse hiç profesyonel arena deneyimi olmayan oyuncuları as kadrolarına dahil ederek rekabeti tamamen söndürdü. Giden sponsorlar yatırımlar da cabası.
Tam da böyle bir ortam da Birleşik Arap Emirlikleri merkezli espor takımı olan NASR ESPORTS, Royal Youth‘un slotunu alarak Şampiyonluk Ligi’ne giriş yaptı. Hem MENA takımlarının hem de MENA oyuncularının önü açılmış oldu. Çünkü ligimizde uygulanan yabancı oyuncu kuralının, NASR ESPORTS’un Lübnanlı orta koridoru Ahmad “Giyuu” Charif’in de yerli oyuncu olarak kabul edilmesi ile farklı bir boyuta evrildiğine şahit olduk.
Tüm bunlar gerçekleşirken Türkiye’de 2022 sezonu için farklı planları olan Riot Games‘in bizleri değişik düşüncelere yönlendirmesi de kaçınılmaz oldu. Erdinç İyikul yaptıkları açıklamalarla bizleri bi nebze de olsa rahatlasa da hala kaybolan bu rekabetçi ortamın nasıl geri döneceği büyük bir soru işareti olarak duruyor. Ayrıca takımların maddi açıdan desteklenmemesi de hem takımlar hem de oyuncular için büyük sıkıntılar doğuruyor.
Lig tarihine adını altın harflerle kazıyan isimlerin bu işi maddi sebeplerden dolayı bıraktığı da bilinen bir gerçek. Ligimizde başarılı olan oyuncular ise artık ligde kalmak yerine daha iyi şartlarda mücadele edebilecekleri Avrupa ve Kuzey Amerika’ya gözlerini dikiyorlar.
2022 sezonu için Riot Games’in plalarını henüz tam olarak bilmesek de espor topluluğu olarak en büyük beklentimiz kaybolan rekabetçi ortamın geri gelmesi, takımların nasıl olsa yerimiz garanti gözüyle bakmadan ligde mücadele etmeleri ve yıllardır aç olduğumu uluslararası başarı. Zira bu sene büyük umutlar beklediğimiz Galatasaray Espor da bizler için çok büyük bir hayal kırıklığıydı.
